2 Ağustos 2011 Salı

Ayşenin Penceresi

+ Evet bir son dakika haberiyle karşınızdayız 
. ( Bilmem hangi mahallenin herhangi bir evinde çıkan yangında tupten suphelenen polisler mahalle sakinlerinin yardimiyla itfaye ile yangına mudahale ettiler. Yangının sönmesiyle arastrmalar baslatldi. 
Ayşe'nin yorumu :
Daha yangını söndürmeden tüpün gunahini aldilar.3-4 kova ile itfayecilerle beraber yangini söndüren mahalle sakinlerine tesekkür ederiz ama yangin söndürüldükten sonra gunahını aldıkları tüp dedikleri o dışı demir olan cansızın gunahini aldktan snra birde ertesi gun soyle bir haberle karsilasiriz.
Özetle ;
+ Yapilan incleme sonucu yanginina ocagin ustunde yemeği unutan ev hanımının sebeb olduğu ortaya çıkmıştır.


Kim bilir ya dizi izliyordur ya da telefonda sohbete dalmstr 


Bazn de haberler de bir cinayet olayindan bahsedilir. Genelde yan komsusu kizini ya da oglunu oldürmustr.
Hani nerde kaldi mahalle sakini ? 
Kimseye iyi demeyeceksin  Komsularinadikkat et olur da tuz istiyeyim derken seni kacirmasinlar ya da bir iki yernden bicaklamasinlar.




Bakma sen komşu olduguna verdigin sırlari alir komsuna verir komsusu alir diger komsusuna anlatr. Mahalle sakin sakin sessiz sessiz dedikodu yapar snrada agizlarina sakiz olursun..


Insanin agzi torba değil ki büzesin..


Not: Komşu komşunun külune muhtactir , Sırrına değil ..

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Facebook Güvenlik İpuçları -1- [Guild Master]

Son zamanlarda "hacker" sıfatıyla nitelendirdiğimiz fakat bir  "lamer" den farksız davranan din kardeşlerimizin facebook hesabınıza erişmek üzere yeni keşfettiği bir yoldan bahsetmek istiyorum.Yazının devamında bundan nasıl korunabileceğinizi anlatacağım. 


Öncelikle açığın ne olduğu ve nasıl işlediği konusunu sizlere aktaralım.
Açık "cookie" dediğimiz siz internette gezerken girdiğiniz bütün şifreleri kriptolayan çerezleri temel alarak çalışıyor.
Açığın kullanımı:
Aşama 1  : Lamerimiz Wireshark adındaki programı indirir.
Aşama 2 : Bir internet cafeye yada toplu internet alanlarından birine giderek ağ erişimi sağlar
Aşama 3 : İstediği ağa erişim sağladıktan sonra Wireshark” adlı programı çalıştırır ve ağ üzerinde bulunan bilgisayarladan paket toplamaya başlar.İşte işin can alıcı kısmı burada.Kurban sizin sadece facebook deil ağ üzerinde gezindiğiniz her yerden cookieler toplar.
Aşama 4 : Bulduğu bu cookieleri Tarayıcı üzerinde bir kaç cookie editor ve cookie injector araç yardımıyla facebook adresine uygular ve  hesabınıza erişir. 
Aşama 5: Lamerimiz hesabınızda fink atmaya başlamıştır.

Peki Nasıl Savunulur:


Şimdi buraya kadar nasıl saldıırıldığını anlattım bunu anlamadan savunmayı asla yapamazdık.Şimdi savunmayı nasıl yapacaz onu aktaralım.

Öncelikle siz web sitelerinde gezerken "Adress Bar " da genellikle  :// dan önce http sorgulaması vardır işte bu sorgulama aslında kurbanın verilerden faydalanmasını sağlıyor yani ne demek istiyoruz;

Örn: http://facebook.... Bu sorgulamada lamerimiz cookielere erişir 
       https://facebook... Bu sorgulamada lamerimiz cookielere erişir fakat bir şey elde edemez

Biz facebookta gezinirken https sorgulamasını kullanırsak lamerimizin elde edeceği şey bir dizi harf ve rakamdan ibaret olur..

Peki facebookta https sorgulamasıyla gezinme işi nasıl yapılır?

Facebook hesabınıza girin ve bilgisayara göre sol size göre sag üst köşede bulunan Hesap butonuna oradanda hesap ayaları seçeneğine tıklayın.Açılan sayfanın size göre sol bilgisayara göre sağ kısmında bulunan menüdeki "Güvenlik Ayarları" butonuna tıklayın.Çıkan seçeneklerden Güvenli Gezinme seçeneğini aktif hale getirin..

Evet artık bu açığa karşı güvendesiniz..

Yazar: Guild Master also [Security Master]

21 Temmuz 2011 Perşembe

Bir Görme Engellinin Hass*ktr Dedirten Dramı

İki erkek öğretmenin eşcinsel ilişkisini kapı deliğinden izleyip şikayet ettiği iddia edildi
Görme engelli öğretmene röntgencilik suçlaması!

Adana'da yüzde 100 görme engelli raporu bulunan tarih öğretmeni Ali Ercan'ın (44) görev yaptığı lisede, 'iki erkek öğretmenin eşcinsel ilişkisini kapı deliğinden izleyip şikayet ettiği' iddia edildi. Bu nedenle Ali Ercan, kendisinin röntgencilikle suçlanıp hakkında soruşturma başlatıldığını ileri sürdü. İnternet sitelerine düşen haber, kentte dalga dalga yayılarak vatandaşlar arasında günün konusu olurken Adana Vali Yardımcısı Reşat Özdemir, "Biz Ali Ercan hakkında bu konuyla ilgili herhangi bir soruşturma başlatmadık ancak Ercan'ın şikayet ettiği iki öğretmen hakkında soruşturma başlattık'' dedi.


Neşet KARADAĞ / ADANA (AHT)


Adana'da yüzde 100 görme engelli raporu bulunan tarih öğretmeni Ali Ercan hakkında, görev yaptığı Hasan Adalı Lisesi'nde mesai arkadaşlarının huzurunu bozduğu öne sürüldü. Ali Ercan'ın, iki erkek öğretmenin eşcinsel ilişkisini kapı deliğinden izleyip şikayette bulunduğu iddiaları kente dalga dalga yayıldı. Ercan, hakkında bu nedenle soruşturma açıldığını ve soruşturmanın selameti için evinden uzakta bulunan Hacı Ahmet Atıl Lisesi'ne geçici olarak gönderildiğini öne sürerek savcılığa başvurdu. Ali Ercan, bu görevlendirmenin Birleşmiş Milletler (BM) Engelliler Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu iddia etti. Cumhuriyet Başsavcılığı, bu olayla ilgili Adana Valiliği'nden soruşturma izni istedi. Ali Ercan, soruşturmayı yürüten Vali Yardımcısı tarafından ifade vermek üzere çağrıldı.


"Görmüyorum ama rötgencilikle suçlandım"
Ali Ercan, ifade vermek için gittiği valilikte Vali Yardımcısı Reşat Özdemir'in hiç göremediği halde kendisini 'röntgencilikle' suçladığını iddia etti. Ercan, "11 Temmuz'da, Reşat Özdemir'e ifade vermeye gittim. Bana 'Siz kapının anahtar deliğinden 2 erkek öğretmeni farklı bir durumdayken izlemişsiniz. Röntgencilik yapmışsınız, bunu yapmaya utanmıyor musunuz?' dedi. Ben de bunu ilk kez kendisinden duyduğumu söyledim. Önce okulun içinde sigara içen öğretmenlerin şikayet ettiğimi öne sürdüler. Bu konuyla ilgili hakkında soruşturma açıldı. Soruşturma bahanesiyle evimden ulaşımı kolay olmayan bir okula sürgün edildim. Bu sürgünle bana, 'Sen öğretmenliği bırak' demek istiyorlar. Şimdi de 'Röntgenci' diyorlar. Ben hiç göremiyorum. Yüzde 100 görme engelli olduğuma dair raporum da var. Görme engelli bir kişi röntgencilik yapabilir mi, böyle bir şey yok" şeklinde konuştu.

''Ali Ercan hakkında soruşturma başlatmadık''

Adana Vali Yardımcısı Reşat Özdemir ise Ali Ercan hakkında açılan 2 soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Başka okula gönderilmesinin ilk soruşturmayla ilgili olduğunu söyleyen Reşat Özdemir, ''Ali Ercan engelli olmasını çok istismar ediyor. Şikayet etmediği kimse kalmadı. 'Ben öğretmenleri uygunsuz vaziyette gördüm' diye kendisi söylemiş. Biz işi gücü bıraktık, Ali Ercan'la uğraşıyoruz. Çocukları eğiteceği yerde, milleti şikayet edip duruyor. Biz Ali Ercan hakkında bu konuyla ilgili herhangi bir soruşturma başlatmadık ancak Ercan'ın şikayet ettiği iki öğretmen hakkında soruşturma başlattık'' diye konuştu.

''Görme engelli adam nasıl baksın oradan''

Oğlunun zorluklarla öğretmenlik yaptığını ve evini geçindirdiğini söyleyen anne Emine Ercan (70), kendisinin de röntgencilik soruşturmasında Vali Yardımcısı Reşat Özdemir ile konuştuğunu söyleyerek, "Vali Yardımcısı Özdemir'in yanına tek gittim. 'Bu çocuğu başka okula göndermeyin' dedim. Bana, 'Oğlunun ne yaptığını biliyor musun?' dedi. 'Senin oğlun, kapının anahtar deliğinden milleti izliyormuş' dedi. Şaşırdım kaldım. 'Benim oğlum böyle bir şey yapamaz' dedim. Çünkü benim oğlum yüzde 100 görme engelli. Böyle iftira atıyorlar. Görme engelli adam nasıl baksın oradan'' dedi.

Sürgün ve disiplin cezaları nedeniyle 12 okul değiştirdi 

Görev yaptığı okullarda çeşitli sorunlarla karşılaşan Ali Ercan'ın, siciline yazılan kötü notları sildirmek için birçok kez mahkemeye başvurduğu öğrenildi. Hakkındaki sürgün ve disiplin cezaları nedeniyle Ankara, Kahramanmaraş ve Adana'da 12 okul değiştiren, Ali Ercan ayrıca çoğu milli eğitim müdürlüklerine 45 dava açtı. Davaların 29'unu kazanan Ali Ercan'ın halen süren 5 davası bulunuyor. 3 kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuran ve başvuruları kabul edilen Ercan, AİHM'den gelecek haberi bekliyor.

Habertürkten Alıntıdır 

Herifin Yorumu:
HerifDerki: Evet okulda 2 öğretmenin yaşadığı ateşlere müstehak ilişki Vali yardımcısının umrunda olmasa gerek ;ya da vali yardımcısı da gruba üçüncü olmuş olsa gerek. Zira burada %100 görme engelli birinin röntgencilikle suçlanması ancak bu gruba üçüncü adam olmuş ve bu adamlara hak veren birinin yapacağı bir iş.İşte Milli Eğitim - Devlet - Ve onun hak verdiği azgın insanlar üçgeni; iç açılarını varın siz hesaplayın...

29 Mayıs 2011 Pazar

Lys'de Tuvalet İzni İhtimali :) (İhtimal!)

ÖSYM Başkanı Ali Demir’i eleştiren YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, kopyaya karşı alınan önlemlerin abartıldığını savundu. Özcan, “Paranoyaklık yaptı. Tuvalet iznini kaldırmak saçmaydı” dedi. 
İSTANBUL - YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, katıldığı bir televizyon programında YGS sınavı ve ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yusuf Ziya Özcan, kısaca şunları söyledi:
“Maalesef ÖSYM’ye güven erozyonu oldu. Ali Demir’in krizi idare edişiyle bu noktaya geldik. Ali bey çıkıp herşeyi anlatsaydı bu noktaya gelmezdik. Deneyimsiz olması eleştirilebilir doğrudur. Ama zor bir iş.
Kopya çekilmemesi için abarttı, paranoyaklık yaptı. Hatta ölçüyü fazla kaçırdı. Tuvalet iznini kaldırmak saçmaydı. İnsan nikah yüzüğüne bluetooth nasıl koysun? İmtihan için yıllardır taktığım yüzüğü niye çıkartayım ki. Şimdi LYS’de bunları değiştirmek için konuşacağız Ali Demir ile. Sınav öncesi açıklayacağız.
Bu seferki hata yeterli yedek soru kitapçığı hazırlanmamış olması. Kopyadan korktuğu için, ‘aman fazla basmayalım’ dedi. Hata etti. Basından bir şey gizlemeyeceksin her zaman ortaya çıkar. Zamanla iyileşeceğini düşünüyorum. Öncelikle basın danışmanı bulmalı kendine. Hiç konuşmayacaktı.
Üç kişilik hukuki bir soruşturma yapılıyor hakkında. 13’ünde bize geldi kağıt. Şeçim sonrasına bırakmak diye bir şey söz konusu değil. Demir tek değil başkalırını da araştırdıkları için uzun sürüyor. Çıkan sonuca göre ne ceza vereceğimize bakacağım. Tabi ki soruşturuluyor. İdari hatası var.
Siyasi malzeme olarak kullanılması hataydı. Üzüldüm. Bütün siyasilerimizi kınıyorum. Öğrenci ne yapsın. Sokağa dökülüyor. Ben de öğrenci olsam ben de çıkardım.”


Herif Diyor Ki;":) Öğrenciler adına sevindirici bir ihtimal olsa da durumun garipliği hiç de önemsenmeyecek gibi değil.Zaten yarış atı misali dört nala koşturulan öğrencilerin bir de bu tür garipliklerle yüzleşmeleri aslında idarecilerin fantezileri ve bu fantezilerini biçimsizce uygulamaya çalışmalarından kaynaklanmaktadır.Buradaki paranoyaklığı da unutmamak gerek pek tabi ki.İşin özü öğrencilerin zaten alınamayacak -alınmaması gereken- bu haklarının kendilerine geri verilme ihtimalini i sevindirici bulmaları ; eğitim sisteminin geldiği noktayı çok güzel tasvir eden , üzücü bir durum...Kendim de dahil olmak üzere bütün öğrenci arkadaşlarıma ihtimaller ile dolu bu eğitim sisteminde iyi şanslar dilerim...  "

15 Mayıs 2011 Pazar

Sokak Köpeğiyle Evlenen Adam..

Öncelikle bahsedeceğim haber dailymail'den çıkmadır.:) Eğer adamın köpekle yaptığı evlilik sahteyse lütfen şikayetlerinizi oraya yapın...
Haberde , Hintli bir adamın daha önce köpeklere yaptığı eziyetler yüzünden bir köpekle evlenemek zorunda kaldığını yazıyor.

Daha önce köpeklere fazlasıyla eziyet eden ve iki köpeği canlarını alana kadar taşlayan adam bu hatasını düzelmtek için bir astrologtan yardım istedi.Astrolog  onların inançlarına göre bunu tek telafisinin köpekle evlenmek olduğunu söylemiş.

Bunun özerine Mr. Selvakumar olarak bilinen adam bir düğün partisi ile köpekle resmi olarak evlendi.Eski adı Selvi olan köpeğin şimdi resmi adı Mrs.Selvakumar...


Kutlama Partisi: Evlilik tamamlandıktan sonra bunu aile töreni takip ederken köpeğe de bir tavşan verildi....

33 yaşındaki Selvakumar 15 yıl önce 2 köpeği öldürene kadar taşladıktan ve onları ağaca astıktan sonra çok acı çektiğini Hindustan Times ajansına şu sözcüklerle belirtiyor ; "Bunları yaptıktan sonra ayaklarım ve ellerim felç oldu.Ve bir kulağımda duyma yetimi kaybettim." 
Hindu Times gazetesine göre durumlarında bir değişiklik olup olmadığı henüz belirtilmemiş...

Bu resimdede Mr.Selvakumar Mrs.Selvakumar  ı (üstündeki pembe gelinlikle) yanyana görüyoruz.



Herif Diyor Ki; (Herifin Bakış Açısı):
Fazla söze gerek yok.Hintlidir ne yapsa yeridir.Hayvana binerde taparda.Hayvanı döver de , öper de.Çiftimize Mutluluklar diliyorum.Fakat etrafındaki insanların buna ortak olması ve bunu gerçekten yaşaması inanç gereği olsa bile geri kalmışlığın,cahilliğin,aldatılmışlığın eşsiz birer örneğidir.


Kaynak:Dailymail Çeviri:Herifin Kendisi

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Özgürlük Elimizde...



Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkınca yumruk yapmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz.

Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner ama kaçamaz. Aslında bu maymunun tutsak eden hiçbir şey yoktur onu sadece, onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki Bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.


Bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Tüm yapmamız gereken elimizi açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısıyla özgür olmaktır!


Ben, maymuna benzer yanımız olarak sahip olduğumuzu düşündüğümüz her şeyin bizim için birer tuzak olduğunu fark etmiyor oluşumuz olduğunu düşünüyorum:

  • Çoğunlukla konuşmaktan fazla bir özelliğini kullanmadığımız son model cep telefonlarına sahip olmak,
  • Ortalama 15 m2 sini kullandığımız ama kullandığımız alandan 20-30 kat büyük evlere sahip olmak,
  • Belki bir kez giydikten sonra çok uzun süre dolabımızın bir kösesinde unuttuğumuz günün modasınauygun giysilere sahip olmak,
  • Okumadığımız kitaplara sahip olmak,
  • Asla kadranın gösterdiği sürate ulaşamayacağımız en süratli arabaya sahip olmak,
  • Bize günde 35 kez zamanı, başkalarına sürekli zenginliğimizi gösteren kol saatlerine sahip olmak,
  • Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile dinlendirmekten çok uzak tabiri caizse yorgunluktan haşatımızı çıkaracak deniz kenarına yakin bir yazlık, bir dinlence evine sahip olmak,
  • Faizi, getirisi zarara uğramasın diye kıyıp harcanamasa bile bol sıfırlı bir banka defterine sahip olmak,
  • Dünyalarına ve güzelliklerine katılamadığımız, asla yeterli vakit ayıramadığımız basarili ve diğerlerininkinden daha güzel çocuklara sahip olmak,
  • Vaktimize, nakdimize, aklımıza, çenemize zarar verse bile bir futbol takimi taraftarlığına sahip olmak,
  • Sağlığımıza, düzenimize, beynimize korkunç zararlar verse bile envai çeşit içkilerin bulunduğu gösterişli, dekoratif bir mini bara sahip olmak,
  • Oturmadığımız koltuk takımları,
  • İzlemediğimiz dev ekran televizyonlar,
  • Kullanmadığımız, faydalanmadığımız daha neler nelere sahip olmak... Ya da sahip olduğumuzu sanmak...
  • O maymun gibi avucumuzda tuttuğunuz surece (faydalanamasak bile) sahip olduğumuzu sanmıyor muyuz?
Ve ancak parmaklarımızı gevşetip bunlardan vaaz geçtiğimiz zaman gerçekten özgür olup tüm yeteneklerimizi kullanabilir hale gelmeyecek miyiz?
           Aslında biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmişiz.
Alıntıdır:Kaynak